Kuş üvezi veya diğer adıyla yabanî üvez (Sorbus aucuparia L.) ağacının güzelliğini her mevsimde temaşa etmek mümkündür.
İlkbaharda ince, narin, açık yeşil yapraklarla sarılmış bir örtüye sahiptir. Yazın salkım salkım beyaz meyveleri, sonbaharda ise sımsıcak kahverengi kankırmızı renkteki yaprakları arasında mercan (nar çiçeği) renginde meyve salkımları hep bir ağızdan kendilerini yaratan Kudreti Sonsuz'un varlığına ve birliğine şehadet eder gibidirler. Meyveleri, canlı bir kırmızıyla boyanmış mini minnacık domatesleri andırmaktadır. Birçok ötücü kuş türü için kışın zor günlerinde karınlarını doyurmak üzere iştahla yenilen mükemmel bir rızık olarak Rahmeti ve Keremi Sonsuz Rabbimizden aciz kuşlara bir hediyedir. İlmî tür ismi olarak verilen Lâtince aucuparia kelimesinin mânâsı kuş kapanıdır, yani önceleri ağacın meyvelerinin kuşları avlamak için kullanıldığını ifade etmektedir. Ağacın, dişbudağa benzer yaprakları vardır. Meyveleri kuşlar tarafından çok sevilerek yenen yabanî üvez ağacı, halk arasında kuş üvezi diye de adlandırılır. Ancak sık sık kuş üvezinin zehirli olduğu dedikodusu aktarılır ki, bu görüş birçok yerde ısrarla savunulmakta ve düzeltilmesi mümkün görünmemektedir. İtiraf edelim, taze meyvelerinden büyük miktarda alındığında, tadı acı ve ekşi gelebilir; ishal ve keyifsizlik gibi şikâyetlere yol açabilir, ancak zehirli değildir.
Tabiatta Bulunuşu Yabanî üvez ağacı, daha çok orman kenarlarında, 2.400 m yüksekliğe kadar olan kayalık fundalıklarda yetişir. İnsanoğlu bu bitkiyi evinin hemen yakınına getirmiş, böylece bulvarlarda, parkta ve bahçelerde çevreyi süslemektedir. Yabanî üvez ağacı ile bunların mercan renkteki meyvelerini yiyen kuşlar (karatavuk ve ardıç kuşu) arasında karşılıklı olarak yakın bir münasebet vardır. Eylül ayında meyveler olgunlaşır olgunlaşmaz, kısa süre içinde kuş sürülerince toplanır. Etli meyvede bulunan küçük tohumların sert kabukları sayesinde kuşun bağırsaklarından zarar görmeden geçer ve dışkı halinde bırakıldıkları her yerde, kuş üvezinin tohumu atılmış olur. Bu o kadar mükemmel bir sistemdir ki, âciz, akılsız ve şuursuz kuş bilmeden tabiatta kurulmuş olan dengeye hizmet etmektedir. Böylece bir taraftan bitkinin yayılması için uygun yerlere kuşlar sayesinde taşınması yapılırken, diğer taraftan da kuşların da karnı doymaktadır. Her iki taraf da lisan-ı halleri ile Yaratıcı'ya şükretmektedirler.
Bahçede Yetiştirilmesi Yabanî üvez ağacı, Avrupa'nın en zahmetsiz ağaç türlerinden biridir. Hemen hemen her zeminde, kuzey istikametinde bilhassa kumlu, balçıklı toprakta yetişir. Aşırı gölge, kuraklık ve neme karşı dayanabilir. Fidanları ilgili yerlerden satın alınarak temin edilebilir. 2,5-3 m mesafe ile istenilen yere dikilebilir. Büyümesi için hususî bir bakıma ihtiyaçları yoktur.
Botanik Özellikleri Önceleri botanik kitaplarında, 16 metreye kadar ulaşabilen yabanî üvez ağacı veya çalısı, dişbudak ailesine dahil edilmekteydi. Günümüzde yapılan sınıflandırmaya göre bu bitki büyük gülgiller (Rosaceae) familyasından sayılmaktadır. Aynı ailenin diğer bir üyesi olan Sorbus aria ise sadır ağacı (üvez ağacı) olarak bilinmektedir. Kuş üvezi ve sadır ağacı rengarenk bir topluluk olarak görünmekte ve ilk bakışta birbirinden ayırt edilememektedir. Kuş üvezi tüylü yapraklara, sadır ağacı ise düz ve bileşik yapraklara sahip olmasıyla birbirinden ayrılır.
1810'larda Almanya'nın Spornau beldesine bağlı Altvatergebirge'de aromatik ve hoş tadı olan ve normalinden iki kat daha büyük turuncu meyvelere sahip moravya yabanî üvez ağacı (Sorbus aucuparis edulis) keşfedilmiştir. Meyveleri bilhassa mutfakta takdire şayandır; aynen kırmızı yaban mersini gibi lezizdir. Bu bitki yabanî ortamda nadiren bulunduğundan bahçe veya tarlada yetiştirilmesi gerekir. Gerçek sadır ağacı (üvez ağacı. Sorbus aria L.); yeşil, oval biçimli ve yumurta büyüklüğünde, bileşik, arkası gümüş beyaz tüylerle kaplı yapraklara sahiptir; dikkatleri üzerine çeken bir çalı veya ağaç görünümündedir. Kuş üvezine benzer meyveleri vardır; şiddetli soğuk veya dondan sonra tatlanır ve reçel yapımında kullanılır.
Çay olarak içilen kurutulmuş çiçekleri mayıs-haziran aylarında, meyveleri ise eylül-ekim aylarında toplanır.
Yabanî Üvez Ağacı Meyvelerinin Şifalı Yönü Yabanî üvez ağacı meyvelerinin kanamayı durduran ve güçlendirici ilâç olarak kullanımı, Hipokrat'a kadar uzanır. Bu meyve üzerinde yapılan son araştırmalarda terkibinde şu müessir maddeler tespit edilmiştir: Tanen, sorbitan asidi (altı değerli alkol), elma asidi, limon asidi, kehribar asidi, tartarik asit, sorbin asidi, C vitamini, amygdalin, uçucu yağlar ve renk maddesi olarak anthocyan ki, bu madde bağırsak temizleyici, iltihap giderici, müshil, idrar söktürücü, kanamayı durduran ve lenf uyarıcı özelliklere sahiptir.
Yabanî Üvez Ağacı Çayı Kurutulmuş, ezilmiş meyveleri demlemek suretiyle elde edilen çayı, ses kısıklığı (afoni) durumunda gargara olarak kullanılır; mide ekşimesi ve lenf damarları rahatsızlığında tedavi maksadıyla bu çaydan içilebilir. Taze meyvelerinden yapılan tentür (özü, ruhu) ise dahili alındığında lenf damarı rahatsızlıklarını, lenfödemi ve lenfatik şişkinlikleri giderir.
Lenf Düğümlerinin Şişmesine Karşı: Yabanî Üvez Ağacı Meyveleri Bazı hastalıklarda belirti olarak gürülen lenf düğümleri şişkinliğinin şu gibi şikâyet tablosu görülmektedir: Boğazda, çene altında koltuk altlarında, kasıklarda veya diz ve dirsekteki lenf düğümleri bazen nohut veya bakla büyüklüğünde şişer. Aynı zamanda enflamasyon (iltihap) olursa bu şişkinlikler sertleşir ve acı verir, dokunulamaz. Meselâ grip, kızamık, kızamıkçık, suçiçeği, zona, adenit (bez iltihabı) gibi çeşitli enfeksiyon hastalıkları lenf düğümlerinin şişmesine yol açabilir. Şişkinlikler sık sık boğaz, gırtlak, bademcik, kulak ve burun boşluğu enfeksiyonu ile birlikte ortaya çıkar. Bazı hastalarda ise hareket eksikliğine bağlı olarak kaslar hareketsiz kaldığı için (ki bu durumda lenf damarı uyarılmaz) lenf sisteminde genel bir yetmezlik ortaya çıkabilir. Son olarak bu şişkinlikler, kanser ve zührevî hastalıkların da bir belirtisi olabilir. Her türlü tedaviye yönelik tedbir almadan önce lenf düğümlerinin şişmesine sebep olan asıl hastalığı araştırmalı ve buna uygun tedavi ile birlikte düşünülmelidir. Şişkinlik uzun süre devam ederse, bir hekime başvurulmalıdır. Şişkinlik ciddi bir temel hastalık olmaksızın, lenf sisteminin genel bir yetmezliğinden kaynaklanıyorsa, tabiî yollarla tedavi edilebilir.
Lenf Düğümlerinin Şişmesi Halinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Lenf düğümlerinin şişmesi genelde bazı temel hastalıkların belirtisi olabileceğinden, bu hastalıkları teşhis etmek için araştırma yapılırken bir taraftan da bu çeşit tabiî bitki reçetelerini kullanmanın bir zararı yoktur. Ancak sadece bu şişkinliklerin indirilmesi ile meşgul olmak bizi hastalığın asıl sebebini araştırmadan ve tedaviden alıkoymamalıdır. Bu tip tedavilerin hastahane ve doktor tarafından yürütülen diğer tedavilere mani ve aksatıcı bir yönü olmadığından birlikte yürütülebilir. Lenf sistemi yetmezliğinden dolayı oluşan şişkinliklerin üzerine, sıcak suda bulamaç haline getirilen kokulu yonca veya kral (padişah) otu tozu sıcak olarak günde 20-30 dakika süre ile tatbik edilir. Tedaviye paralel olarak, vücudun kaslarını harekete geçirmek için yürüyüş, gezinti ve jimnastik gibi yapılan ölçülü egzersizler lenf kanallarının hareketlenmesini teşvik eder. Gıda uzmanları, günlük beslenmede, aşırı miktarda hayvanî albümin (yumurta akı), yağ ve şeker almanın lenf şişmesini kolaylaştıracağı kanaatindeler.
Bundan dolayı pişmemiş gıda, salata, hububat, kesilmiş süt ürünleri, soya ürünü ve meyve suları tavsiye edilmektedir.
Lenf damarlarının, kan damarlarının yanında bir tür drenaj sistemi görevini yerine getirdiği ve metabolizma ürünlerinin ve artık hücrelerin zehirlerini zararsız hâle getirmede önemli vazife gördüğü kesinlik kazanmıştır. Buna uygun olarak lenf düğümü şişkinliğine, uzmanlar tarafından yürütülen lenf drenaj tedavileri yararlı olacaktır. Lenf sistemi Allah'ın bize verdiği çok mühim bir sigorta ve lenf düğümleri de karakol gibi kontrol noktalarıdır. Mikroplara karşı mücadele eden lenfosit adı verilen hususî akyuvarlar buralarda üretildiğinden, herhangi bir hastalık karşısında lenfosit üretmek üzere faaliyete geçtiğinde bu düğümlerin şişmesi vücudun normal bir cevabıdır. Ancak hastalık kronikleşip uzun müddet devam ederse ve lenf üretmede bir zafiyet görülürse bu şişkinlikler de devam eder. Bu durumlarda lenf sistemini güçlendirmek gerekir. Sağlıklı fertlerde lenf sisteminde zaafiyet yoksa zaten vücuda girmiş olan mikropların hakkından gelecektir. Uykusuzluk, açlık, stres, üzüntü, içki ve uyuşturucu kullanmak gibi her türlü kötü alışkanlık lenf sistemini zayıflatan faktörlerdir. En iyisi önce bu faktörleri ortadan kaldırmaktır. İsmail DENİZ | sizinti.com.tr
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.