Çocuklar genelde bir kardeşlerinin olmasını isterler, ancak kardeşin doğumuyla bilikte yoğun bir kıskançlık yaşamaya ve anne babaları zorlamaya başlarlar. Önceleri sürekli kardeş isteyen bir çocuğun bu isteği gerçekleştikten sonra neden kardeşini kıskandığı, hatta ona düşman gibi davrandığını anlamak zordur. Oysa ki bu durum çocukların süreklilik göstermeyen, değişken olan isteklerini yansıtan onların tabiatları ile ilgili bir özellikleridir. Bu nedenle çocuk için verilen her önemli kararda olduğu gibi kardeş isteğinin gerekliliğine de anne ve babanın karar vermesi gerekmektedir. Bu kararı verirken annenin beden ve ruh sağlığı, ailenin ekonomik gücü, doğacak çocuğun bakımına ilişkin sorumlulukların paylaşılması gibi durumlar göz önüne alınmalıdır.
Kıskançlık insanoğlunun en doğal, en evrensel duygularından birisidir. Kıskançlık sevilen kişinin başkasıyla paylaşılmasına katlanamamak olarak tanımlandığına göre, sevginin bulunduğu her yerde bu duygunun hissedilmesi muhtemeldir.Ancak bu doğal duygu insanı kemiren bir tutku olmaya başlayınca sevgiyi yok eder. Çocuk için en değerli varlığın anne olduğu tartışılmazdır.Bu nedenle çocuk için onu başkalarıyla paylaşmak kolay, dayanılır bir duygu değildir. Sevgilisini başkasının kolunda gören bir erkekle, annesini, kucağında "yabancı" bir çocukla gören kardeşin duyguları pek farklı değildir.
Çocuk için aileye yeni bir bireyin dahil olması zorlayıcı bir yaşam olayıdır. Gebeliğin ve yenidoğan çocuğun annede oluşturduğu bedensel güçlükler ve yorgunluklar, çalışan annenin zamanının önemli bir bölümünü çocuk bakımına ayırması gibi nedenlerle çocuğun istenmeden ihmal edilmesi kardeş kıskançlığını tetiklemektedir. Gelen çocuğun cinsiyetinin farklı olması, beceriksizliği, yoğun bir ilgi ve bakıma gereksinimi olması çocuk tarafından onun daha çok sevildiği şeklinde yorumlanmakta ve kıskançlık hissi artmaktadır. Annenin yenidoğan bebekle birlikte oluşacak problemlerini hafifletebilmek için çocuğun kreşe verilmesi ya da odasının ayrılması gibi köklü değişiklikler de bu duyguyu artıracak ve uyum sorunlarına neden olacaktır.
Çocukla kardeşi arasındaki yaş farkı ne kadar az olursa kardeşe duyulan kıskançlık o denli çoğalmaktadır.Henüz anneye gereksinimin sürdüğü üç yaşından ufak çocuklarda anne ilgisinin ister istemez azalması sonucu yeni kardeşe tepki daha büyük olacaktır. Kardeşler arasında ikinci ya da üçüncü kardeşi kabullenmek daha kolay olmaktadır.
Kardeş kıskançlığı tabii bir duygudur, sevgi ve kıskançlık hatta nefret ara ara yoğunlaşarak zaman içinde yoğunluğunu kaybeder. Çocuk kardeşini sevmek zorunda değildir ve kardeşine karşı hissettiği olumsuz duygular anlayışla karşılanmalı , bu duygularını paylaşması için yüreklendirilmelidir. Anne bu konuda çocuğu "kardeşin beni de çok uğraştırıyor, arasıra ben de ona kızıyorum, daha bebek olduğu için beceriksiz ve bu yüzden ona çok zaman harcıyorum, sakın seni sevmediğimi düşünme, seni eskisi kadar seviyorum, ben de teyzen yada doğduğunda kıskanmış aynı senin gibi düşünmüştüm." gibi cümlelerle rahatlatmalıdır. Ayrıca anne-baba yeni doğan bebeği, çocuğun önünde abartılı bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalıdır.
Çocuklar eve gelen yeni bebeğe farklı tutumlar sergileyebilir.Bu tip davranışların belli başlıcaları şunlardır; Sevgi gösterilerinde bulunabilir.Abartılı sevgi gösterileri olabilir.Etkilenmemiş gibi davranma
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.