Didim Aydın İline bağlı alanı 402 km2 olan bir kıyı ilçesidir. Yerleşme alanı ve yakın çevresi dalgalı fakat az eğimli arazi gruplarından oluşmaktadır. Didim İlçesinin yerleşimi çok eskilere dayanmasına rağmen bu güne kadar yeterli çalışma yapılamamıştır. Dağınık bir yapıya sahiptir. İlçenin batısı Ege Denizi, doğuda Milas İlçesi, Bafa gölü, kuzeyi Serçin, Sarıkemer, Atburgazı köy sınırları ve Büyük Menderes Nehri, Güney Ege Denizi ile çevrili Kırıkiçi Yarımadası üzerinde kurulmuştur. Yazlar sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz iklim kuşağı içinde yer almaktadır. Orman çok az olup, tarım dışı alanlar makiliklerle kaplıdır.

İlçenin kıyılar hariç yerleşme Söke yönünden gelip, Altınkum mahallesine ulaşan karayolu oluşturur. Kıyılar hariç yerleşme bu aks üzerinde ve çevresinde gelişmiştir. İlçe tarihi eserlerin bulunduğu ve yerleşmeni ilk kurulduğu en eski mahalle olan Hisar mahallesinin etrafına dağılmıştır. Evler genellikle betonarme, karkas ve tuğladan yapılmıştır. İlçe Söke İlçesi merkezine 55 Km. Aydın İl merkezine 110 Km. uzaklıktadır. Didim İlçesi Batı ve Güneyi Ege Denizi ile çevrili olup, Söke İlçesi ile Menderes nehri sınır teşkil etmektedir. Doğuda Milas İlçesi sınırları ile kesişmekte Güneyi ise Ege Denizi ve Muğla İl sınırı ile sınır teşkil etmektedir.

12 İon kentinden birisi olan Milet in Kutsal Kenti Tapkı Alanı olarak tarih sahnesine çıkan Didyma, Milet Kenti ile birlikte İonlar ın Persler in Romalılar ın Menteşeoğulları Beyliği nin ve Osmanlı nın egemenliği altına girmiştir. 14. yüzyıldaki büyük depremde yıkılan mabetle birlikte uzun yıllar kabuğuna çekilen Didim yerleşimi, Cumhuriyet öncesine değin varlığını küçük bir Rum Köyü olarak sürdürmüştür. Yoran -Yeronda adlı bu köyün, kuzey doğusunda İslam Yoran diye adlandırılan on ' on iki hanelik bir de Türk yerleşimi vardı. Kurtuluş Savaşı sonrasında 1922 yılında bölgede yerleşim boşaltılmıştır.

1924 yılında mübadele kapsamında bu bölgeye Yunanistan başta olmak üzere Balkan Ülkelerinden gelen mübadiller iskan edilmiştir. 1955 yılında yörede yaşana deprem felaketi sonrasında Hisar olarak adlandırılan Apollon Tapınağı çevresindeki yerleşim 1961 yılında dağıtılan Afet Konutlarıyla birlikte 1 km güneye Yenihisar adıyla taşınmıştır. 1967 yılına kadar köy olarak kimliğini sürdüren Yenihisar a 1968 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1980 li yıllarda başlayan turizm hareketiyle birlikte hızla gelişmeye başlayan belde, 1991 yılında Yenihisar adıyla ilçe olmuştur. 1997 yılında Yenihisar ismi Didim olarak değiştirilmiştir.

Didimin girişinde, Batı Anadolu kıyılarının en etkileyici bağımsız anıtı olarak kabul edilen Apollon Tapınağı yükselir. Tapınağın anıtsal boyutları ve benzersiz planı kadar, çok iyi bir durumda koruna gelmesi de hayranlık uyandırmaktadır. Yunan dünyasında Apollon Tapınağı nı boyutları bakımından önemli bir farkla geride bırakacak herhangi bir tapınak yoktur. Hellenistlik dönemde tasarlanan Apollon Tapınağı, dev boyutlu mimarlık yapıtlarının Roma lıların tekelinde olmadığını göstermektedir. Didyma hiçbir zaman bir kent niteliği taşımamıştır. Tapınak ve onun yönetiminde ki bilicilik, Miletos toprakları içerisindedir ve rahibi de kentin önde gelen resmi görevlileri arasında yer almıştır. Didyma adı Yunanca dan değil, Anadolu dillerinden kaynaklanır. Rastlantı olarak Yunanca " ikizler " anlamına gelen didymi sözcüğüne benzemesi, Apollon ve ikiz kız kardeşi Artemis ile ilişkili olduğu sanısını uyandırmaktadır. Apollon Tapınağı bir Bilicilik Merkezi durumundadır. Milet ve çevre kentlerden gelen ziyaretçiler Panormos Limanından ( Mavişehir yakınlarında ) karaya çıkarak, tapınağa bir kutsal yol ile ulaştıkları bilinmektedir. Kutsal Yol un iki tarafında heykeller sıralanmıştır. M.Ö. 6. yy tarihlenen bu heykellerden bir çoğu 1858 yılında Newton tarafından British Museum a gönderilmelerine kadar orijinal yerlerinde kalmışlardır. Çoğu Arkalik döneme ait dik bir biçimde oturan figürleri betimler.Bazıları yazıtlıdır. Kutsal yol heykelleri arasında bir aslan ile bir sfenks heykeli de vardır. Bu heykellerin orijinalleri olmasa da yerlerine kopyalarının bile konması bir önem taşımaktadır.

Apollon Tapınağı nın planı çeşitli yönlerden sıra dışı, hatta benzersizdir. İon düzeninde ki yapı " dekastylos dipteros " plan gösterir, yani kısa yanlarda on sütun içeren iki sütun dizisiyle çevrilmiştir. Ön avlu niteliğindeki pronaosta oniki sütun daha vardır. Böylece toplam sütun sayısı 120 olmaktadır. Pronaosla kutsal bölüm arasında içinde iki sütun bulunan bir ön oda vardır. Bu ön odaya başka tapınaklarda rastlanmamaktadır. Ön odadan üç kapı naosa inen basamaklara açılmaktadır. Naos : Kült heykelinin bulunduğu kutsal alandır.

Yapı dev boyutları yüzünden hiçbir zaman çatı ile örtülememiştir. Pronaosun iki yanındaki eğimli birer dehliz, pronaoso , naosa bağlar. Bu da eşine rastlanmayan bir düzenlemedir. Yunan tapınaklarında kült ( tapınma ) heykeli genelde naosun arka duvarına yakın bir yerde konumlanır fakat Apollon tapınağının üstü açık olması sebebiyle naosun ortasında, apollon heykeli için ion düzeninde küçük bir tapınak ( naiskos ) yapılmıştır. Bilicilik pınarının yalnızca temelleri günümüze erişen naiskosun içindedir. Tapınağın bir başka sıra dışı özelliği ise ön odanın iki yanında yer alan ve naos duvarlarının üzerine ulaşan merdivenlerdir. Tapınak zengin bir motif çeşidine sahiptir. Özellikle Medusa kabartması benzerlerinden çok daha güzeldir.

Apollon tapınağı bilicilik ( kehanet ) yönünden önemli başarılar gösterir ve hızla üne ve zenginliğe kavuşur. Kehanetlerinden teki İskender in kazanacağı kehanet olmuştur. Bilicilik olarak rahipler hiçbir zaman kesin cevaplar vermez hep yoruma açık yanıtlar verirlerdi. Böylece olan her olay bir şekilde rahiplerin dediğine geliyordu. Ayrıca çok uzaklardan ve çeşitli yerlerden gelen misafirlerle sürekli olarak konuştukları için hemen hemen tüm siyasi sırları biliyorlar ve özellikle siyasi kehanetlerinde bu bilgileri çok işe yarıyordu. Didyma da tek etkinlik bilicilik değildi. Dört yılda bir yapılan Büyük Didyma Şenlikleri Roma İmparatorluğu döneminde büyük rağbet görmüştür. Alışılagelmiş spor yarışmalarının dışında hitabet, müzik ve tiyatro yarışmaları da düzenleniyordu. Şenliğin bir bölümü Didyma da bir bölümü de Miletos da düzenleniyordu. Belki garip ama yarışmaların çoğu Miletos da ki görkemli tiyatro yerine Apollon Tapınağı nın bahçesinde yapılıyordu.

Didyma daki stadion hala ayaktadır. Tapınağın güneyinde ve öylesine yakınında yer almaktadır ki tapınağın basamakları oturma yeri olarak kullanılmıştır. Alt basamaklarda oturma yerlerinden her birinin belirli bir kişiye ayrıldığını gösteren yazıtlar vardır.Yaklaşık 200 ayrı ad okunabilmekte, kimisinin özenle kazındığı, kimisinin de kabaca çiziktirildiği gözlenmektedir İsimler en iyi yer sayılan birinci sırada yoğunlaşmıştır.Hepsi de birey yada topluluk statüsünde ki kişilere ait isimlerdir. Hiç bir devlet görevlisine statüsü gereği yer ayrılmamıştır. Koşu yarışlarının başlama yeri stadionun doğu ucunda olup bugün de görülebilmektedir. Didyma Apollon tapınağının ilginç özelliklerinden biri yapının çeşitli kesimlerinde duvarlara ve basamaklara kazılmış harflerdir. Bunların işlevine ilişkin çeşitli varsayımlar ortaya konulmuştur.Harfler üç değişik şekilde konmuştur. Özel isim kısaltmaları oldukları varsayılır ve bu yoldan ele alınarak, tapınağın inşaatına köle işçi veren kişilerin, parça başına ücret aldıkları için yaptıkları parçalara belli olsun diye isim kazıdıklarıdır. Bunlar toplanarak ödemeler yapılıyordu. Tapınağın son rötuş işleminde hepsi silinecekti ama ne var ki tapınak hiç bir zaman tamamlanamadı.

Tarihte bilicilik ( falcılık ) merkezi olarak ünlenen Didim, özellikle plajlarıyla, yazlıkçı ve tatilcilerin gözde mekanı olarak rağbet görüyor. Ege nin tertemiz altın kumlu plajı ılık ve sığ denizi tatilcilerin akın akın Didim e gelmesini sağlarken, yeşile hasret Didim in aşırı betona yenik düştüğü gözleniyor.

Uzun ve geniş bir caddenin sahile doğru düz inişini T biçiminde karşılayan kıyı bandı Didimin kalbinin attığı yer olarak görülüyor. Geniş ve upuzun kumsal renk renk güneş şemsiyelerinden adeta görünmez olurken, çevre gezileri için birbiri ardına kalkan tekneler denizde, yolun gerisine dizili restoran, kafe,fast ' food benzeri lokallerde gün boyu ve gece büyük hareketlilik yaşanıyor. Sabahın erken saatlerinde yazlık evlerinden ve otellerden gelenlerle dolan kumsal denizin ve farklı özellikteki kumun zevkini çıkaranlarla adeta örtü gibi kaplanıyor. Didim sahilinde denizin sığ oluşu özellikle çocuklu ailelerin ilk tercihi sayılıyor. Denizden esen rüzgar sığ denizin çabuk ısınan yüzey suyunu dalgacıklar halinde sahile taşıyınca ılık denizde bebekler bile rahatlıkla yüzebiliyorlar. Tatilini Didim de geçirmek, fakat daha farklı koylar ve adalarda denize girmek isteyenler, genellikle sabah saat 10.00 da sahile bağlı teknelere binerek, yemekli gezilere katılıyorlar.

Cennet adaları, Haydar Koy, Çamlık veya Dalyan Koyu, sonrasında yemek molası veriliyor. Kaptanın yaptığı bulgur pilavı,sacda ızgara tavuk şiş, salata dan oluşan tekne mönüsünü iştahla yiyen gezi severler Gümüş Koy, Cennet Koy, Gaye ' 2 Koyu ve Akvaryum olmak üzere dört koy daha gezip yüzme molaları sonrasında Altınkum plajına hareket noktalarına bronzlaşmış tenleri ile geri dönüyorlar. Yöre halkı arasında son yıllarda Didim e yabancıların büyük ilgi gösterdikleri ve İngilizlerin Didim de 435 ev satın aldığını konuşuluyor. Dev marketler, butikler,mağazaları ile Didim kışın bile oturulur bir kent görünümüne bürünürken gençlerin çoğu gün batımıyla beraber barlar sokağı ve lokallere gidiyorlar. Trafiğe, araç girişine kapatılan sahil yolu gezintiye çıkanlarla adeta podyuma dönüyor, gün batımını daha manzaralı ve serin olan restoranların ikinci ve teras katları ilgi görüyor.

Kategoriler:
Etiketler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu