Kuşadası Aydın iline bağlı bir ilçedir. İl merkezine yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta, Ege Bölgesinin denizle buluştuğu kıyı şeridinde yer almaktadır. Kuzeyde Selçuk ve Pamucak, güneyde Milli Parkın bulunduğu Dilek Yarımadası ile sınırlanan ilçe merkezi, İzmir, Efes, Meryemana, Milet, Didim, Pamukkale, Marmaris, Bodrum gibi önemli turistik merkezlerin odağında bulunmaktadır. Kuşadası Limanı, Yunanistan a ait Sisam adasına yakın olması nedeniyle, buraya gelen turistler için Türkiye nin ikinci önemli deniz kapısıdır. İlçenin Efes e yakınlığı da dış turizmin gelişmesinde etkili olmuştur. Kuzeyde İzmir in Selçuk, kuzey doğuda Germencik, doğu ve güneyde Söke ilçeleriyle çevrilidir.
Kuşadası nın ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemekte ise de, Kuşadası yakınında Yılancı Burnu denilen yerde, Efes e bağlı Neopolis ismi ile İonlar tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Şehir daha önce, Pilavtepe eteklerinde, Andızkulesi denilen yerde kurulmuştur. Bir müddet sonra Bizanslılara ait olan bu kıyılara Venedik ve Cenevizliler, ekonomik bakımdan egemen olmuşlardır. Ulaşım güçlükleri nedeni ile Kuşadası Andızkulesi mevkiinden alınarak bugünkü yerinde Yeni İskele ( Scala Nuova ) adı ile kurulmuştur.
Kuşadası nın adını verdiği Kuşadası Körfezi ve yakın çevresi, sanat ve kültür merkezleri olarak bilinmektedir ve ilk çağlardan beri birçok farklı medeniyeti barındırmıştır. Kuşadası, antik çağlarda Anadolu nun Akdeniz e açılan başlıca limanlarından biri idi. O devirde Neopolis adı ile anılıyordu. M.Ö. 7.yy.da başkentleri Sardes olan Lydialılar yöreye hakim olmuşlardır.
M.Ö. 546′da başlayan Pers hakimiyeti, M.Ö. 334 de Büyük İskender in tüm Anadolu yu ele geçirmesine kadar devam eder. Bundan sonra Anadolu da Yunan medeniyeti ile yerli Anadolu medeniyetinin sentezi olarak yepyeni bir çağ, yepyenibir sanat ve kültür anlayışı hakim olur ve bu çağ " Helenistik Çağ " adı ile anılır. Efes, Milet, Priene ve Didim bu devrin en ünlü şehirleridir. M.Ö. 2. yy.da Romalılar yöreye egemen oldular. Hristiyanlığın ilk yıllarında, Meryem Ananın ve havarilerinden St.Jean ın Efes e gelip yerleşmesiyle burası bir dini merkez haline gelir. Miletus da Hristyanlık çağında Piskoposluk merkezidir. Bizans Çağında " Ania " adı ile anılır. Kuşadası, ortaçağda korsanlar tarafından kullanılan bir liman olmuştur. 15.yy.da, Venedikliler ve Cenevizliler zamanında şehir " Scala Nuova " adını alır.
1086 da I. Süleymanşah ın bölgeyi Selçuk Devletine katmasıyla Türk egemenliği başlar. Bölge, bu devirde kervan yollarının Ege ye açılan bir ihraç kapısı olmuştur. Ancak Selçuk Devletinin egemenliği 1. Haçlı Seferleri nedeniyle kısa sürdü ve yeniden Bizans ın eline geçti. 1280′ erin sonunda Menteşeoğulları,1397 ' 1402 arasında Osmanlıların egemenliğine girdi. 1402 ' 1425 arası yeniden Aydınoğulları nın eline geçtiyse de 1425 te Osmanlılar bölgeyi kesinlikle ele geçirir.
Kuşadası, 1413 yılında 1.Mehmet ( Çelebi ) tarafından Osmanlı egemenliğine katılmıştır. Bu tarihten sonra, şehir tamamen Türklerin elinde kalmış ve Türklerin yaptığı eserlerle dolmaya başlamıştır. Bunlardan bugünkü Kervansaray ve Kuşadası nı çeviren surar, Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Surlarla çevrili şehre o zaman ancak üç kapıdan girilebilmekteydi. Bu kapılardan bir tanesi, Barbaros Hayrettin Paşa Caddesi ile Kahramanlar Caddesini birbirinden ayırmakta ve üst kısmı bugün Şehiriçi Trafik Bölge Amirliği olarak kullanılmaktadır. Diğer kapılar bugün mevcut değildir. Küçükada, Bizanslılar için önemli bir askeri üs görevini yapan Güvercinada, 1834 yılında büyük bir yenilenme görmüş ve ünlü kalesi yapılmıştır. Kuşadası adı bu kaleden gelmektedir.
Neopolis ' Yılancı burnu
Güvercinada nın biraz ilerisinde, denize uzanan ikinci bir yarımada halindedir. Antik Neopolis in Kuşadası nda ilk yerleşme yeri olduğu ve İonlar tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Görünürde birkaç duvar kalıntısı mevcuttur.
Panionion
Kuşadası na bağlı Güzelçamlı sınırları içinde, Davutlar ' Güzelçamlı yolu kenarında, yoldan birkaç yüz metre içeridedir. Tarihte İon Konfederasyonuna bağlı 12 İon şehrinin merkezidir. Ayinlerin ve törenlerin yapıldığı yer burasıdır.
Pygale
Kuşadası nın 3km. kadar kuzeyinde küçük bir yerleşim yeridir. Kuştur Tatil Köyünün yanındaki burun üzerinde bulunmaktadır. Agamemnon tarafından inşa edilmiştir. Dikkate değer bir kalıntıya rastlanmamaktadır.
Kaleiçi Cami
Çarşı içindedir. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa ( ölümü 1619 ) tarafından yaptırılmıştır. Bu nedenle " Öküz Mehmet Paşa Camii " adı ile de anılmaktadır. 1830 yılında onarılmıştır. Son cemaat yeri ağaçtan yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi sağdadır. Caminin giriş kapısının kanatları geometrik geçmeler ve sedef kakmalarla süslenmiştir. Camiyi 12 kenarlı ve 16 pencereli kasnak üzerine bir kubbe örtmektedir.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı
Kuşadası İskelesi yakınındadır. 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1966 yılında restore edilmiştir. Deniz ticareti için yaptırılan bir Osmanlı Kalesi olup, yaklaşık 18,50 * 21,60 m. ölçülerindeki avlunun etrafını, iki katlı revaklı bir kapalı mekan çevrelemektedir. Kuzeybatı ve Güneydoğudaki köşelerde, arka taraftan üst kata çıkılan iki merdiven vardır. Kervansarayın girişi kuzeydedir. 2.96m. enindeki mermer kapı boşluğu, basık bir kemerle örülmüştür. Kapının sadece bir görünümü vardır. Girişin sağ ve sol tarafında birer kemerle orta mekana bağlanan iki bölüm mevcuttur. Soldakinin, arkaya küçük bir kapı ile bağlandığına bakılarak, eşyaların içeri alındığı emanet bölümü olduğu saptanmıştır. Sağdaki girintinin ise Hanın giriş ve çıkışını sağlayan görevlilerin yeri olduğu düşünülmüştür. Avlunun ortasında kazı ile açığa çıkartılan şadırvan, bugün havuz haline getirilmiştir.
Milli Park
Samsun dağlarının Ege Denizine uzantısı olan Dilek yarımadasındaki ormanlık alan, 1966 yılında Milli Park olarak korunmaya alınmıştır. Milli Park 11.000 hektarlık bir alanı kapsamaktadır ve Kuşadası ilçesinin sınırları içinde ve ilçe merkezinin güneyinde yer alır. İlginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı yanında, Akdeniz bölgesinde ender görülen bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu özelliğinden dolayı, botanikçilerce yapılan araştırmalarla bilimsel bir değer kazanmıştır. Milli Parkın sahip olduğu doğal çevre, yakın zamanlara kadar kara yolunun bulunmamasının da katkısıyla, kimi yaban hayvanlarının da korunduğu bir alan olagelmiştir. Bu arada soyu yeryüzünde hemen hemen tükenmek üzere olan türlere de rast gelinmektedir. Bunun en tipik örneği Anadolu Parsıdır. Milli Parkta, çok sayıda sürüngen, memeli hayvan ve kuş türü bulunduğu gibi, bu alanın kıyılarında da Akdeniz e özgü hemen hemen bütün balık çeşitleri ile deniz kaplumbağaları yaşama ve çoğalma olanağı bulmuşlardır. Akdeniz ülkelerinde korunmaya alınan Akdeniz foku da yörenin tipik hayvanlarındandır. Milli Park alanı içinde bulunan plajlar ve piknik yerleri, ziyaretçiler tarafından Nisan ve Ekim ayları arasında büyük ilgi çekmektedir. Park, ayrıca doğayı sevenler için orman içi patikalarda yürüme ve tırmanma olanakları da sağlamaktadır. Milli Parkın güney kesimleri Söke ilçesinde kalmaktadır.
Kadıkalesi
Kuşadası ' Davutlar yolunun onuncu kilometresinde, dar bir yol üzerinde bulunur. Venedik ve Bizanslılar tarafından kullanılan bu kalenin bir bölümü 1976 yılında restore edilmiştir.
Kuşadası nda turist gemilerinin yanaştığı iki adet iskele ve ayrıca 650 yat kapasiteli yat limanı bulunmaktadır. Kuşadası Limanına her mevsim gemiler yanaşmaktadır. Kuşadası limanından Yunan Adası olan Sisam ( Samos ) a bahar ve yaz aylarında ( 1 Nisan ' 20 Ekim arası her gün ) düzenli olarak yolcu motor seferleri yapılıp, kış aylarında bu seferler charter olarak değişir. Limanda günübirlik ve saatlik piknik turu yapan yolcu motorlar mevcut olup, Mavi Tur yapan yatlar da yat limanında bulunmaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.