Kaygıyla yaşamak her an kaygan bir zemin üzerinde yürümeye benzer. Ancak kaygılar ne yapar eder hayatın her alanında, her yaşta hepimizi bir yerden yakalamayı başarır. Kaygı mı gelir bizi bulur, biz mi kaygıyı üretiriz, bilemeyiz. Ancak bilinen bir şey var ki, her kaygının mutlaka bir çözümü de vardır. "Kaygılanacak Ne Var" zihnimizde uğuldayıp duran kaygının sesini kesecek önerilerle dolu bir kitap.
Kaygılara elveda, huzurlu ve kendimizle barışık bir hayata merhaba. "Kaygı; öyle bir sözcük ki sanki kaygan bir zeminde sürekli yürümeye çalışmak gibi. Her kayışta can acısı, her kayışta korku. Sürekli beklemek yeniden düşmeyi, ya bir gün kalkamazsam ya da kalkmayı artık istemezsem diye sürekli düşünmek yaşanan sancıyı. İnsan olan her daim yakalayabilir kaygıyı bir yerlerde ya da kaygı yakalar insanı herhangi bir yerde. Asla kaygı yaşamam derken öyle bir an gelir ki düşer insan dibine kadar kaygının, gider bazen dip sandığı yerin daha da dibine. Şaşırır kalır nereden çıktı bu diye. Yanar kavrulur kendi içinde, kimi zaman anlatır diğerlerine, paylaşır biteviye, kimi zaman da çeker içine sanki nefesmişçesine. Ama o nefes kendi içinde kaldıkça kokmaya başlar ve çürütür insanı içten içe. İşte o zaman başlar hastalık yavaş yavaş büyümeye. Bu kitabı yazma amacım kaygıyı büyürken durdurmanın yollarını göstermek ya da büyümüş olsa bile bir çözüm yolu olduğunu anlatabilmek. Dilerim bir nefes olur yüreklere, rahatlatıcı ve çözüme götürücü bir nefes. Yıldız Burkovik
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.