Kendine has coğrafya ve iklime sahip olan Türkiye'nin zengin yaşama kültürü içindeki yayla yaşantısı çok önemli yer tutar. Eski metinlerde ve halen dillerde dolaşan halk türkülerinde ifade edilen bu gelenek, Türkiye coğrafyasında yüzlerce mekanın yeni ve farklı yaşama alanları olarak açılmasını sağlamıştır.
Çin kroniklerinde, "Atları ve yüksek tekerlekli arabaları ile suları ve otları takip ederek yaşayan" millet olarak da tanımlanan Türkler, Anadolu coğrafyasında yerleşik hayata geçtikten sonra geleneksel yaşama tarzlarını yeni ölçekleriyle yaşamaya başlamıştır.
Türkiye yaylaları, tüm dünyanın giderek daha fazla birbirine benzemeye başladıgında yeni bin yılda, geçmişten gelen ve tadı yaşandıkça fark edilen; günümüz modern yaşamına göre Doğulu ve egzotik, tabiattan uzaklaştığımız ölçüde otantik yaşama biçimi olarak kuşatıcı ve farklı yaylalardır.
Yaylalar, bakir tabiatın kirlenmemiş havasını; billur gibi soğuk suları; yazın en sıcak günlerde bile korunma ferahlatıcı serinliği; büyüleyici güzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş yavaş olgunlaşan bitkileri; tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları da sunarlar. Habitatı bozulmamış bir çevrede yaşayan bin bir çeşit yabani hayvan ve bitki, insanı televizyonlarda izlenilen belgesellerin kurmaca aleminden kurtarıp gerçek hayatın bir parçası kılar.
Toros Yaylaları
Toros Dağları, göğsünü Akdeniz'in ılık meltemlerine açmış, karlı dorukların eteklerinde, Yörük kilimi gibi üstünde bütün renklerin çiçeklendiği, yaylalar, çam, ardıç, köknar, sedir ağaçları ve meyve bahçeleri ile iç içedir. İlkbaharla birlikte çiğdemler çiçek açtığında Yörükler hayvanlarını otlatmak için Toros yaylalarına çıkmaya başlarlar. Akdeniz sıcaklıklarının etkili olduğu yaz aylarında ise çevre yerleşmelerden, soğuk ve billur gibi temiz pınarların kaynadığı, serin yaylalara çıkışlar giderek hızlanır.
Bitki Türleri: Bitki türleri bakımından çok zengin olan Toros Dağlarında; kıyıdan başlayarakrım yükseldikçe bitki türlerinde de değişiklik ve çeşitlilik başlar. Narenciye bahçeleri, maki türleri, sandal, meşe türleri, çınar, yabani zeytin, böğürtlen, melengiç, kesme, funda, sığla ağacı (Muğla), sakız ağacı, erguvan, kocayemiş, karaçalı, kızılcık, defne, çam türleri, ardıç türleri, kayın, toros köknar, sedir ağaçları ile mevsimine göre kardelen, yabani siklamen, nergis, sümbül, gelincik, kekik, lavanta, nane, semizotu, papatya, lale vb. gibi bitkilere çok sıkça rastlanır.
Yaban Hayatı: Toros Dağları florası olduğu gibi yaban hayatı bakımından da zengindir. Toros Dağlarında güvercin, karatavuk, keklik, turaç, bıldırcın, üveyik, çulluk, kartalgiller, sığırcıkgiller, ispinozgiller, doğangiller, sarıasmagiller gibi kuş türleri ile geyik, alageyik, yaban keçisi, yaban domuzu, vaşak, karaca, tilki, tavşan, kurt, çakal, sansar, sırtlan gibi hayvanlar doğal ortamları ile gözlenebilirler.
Toros Yaylaları Gazi Antep, Hatay, Adana, İçel, Antalya ve Muğla il sınırlarındadır.
Karadeniz Yaylaları
Rengarenk kır çiçekler, dağ çayırları ile kaplı olan Karadeniz Bölgesindeki yaylalarımızın çevresi genellikle ladin türü çam ağaçları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde yüksek nem ve sisli hava yükseklere çıkıldıkça yerini pırıl pırıl bir güneşe, bol oksijenli tertemiz havaya bırakır.
Bitki örtüsü: Genel olarak köknar, ladin, sarıçam, sedir, kayın, meşe, ıhlamur, karaağaç, gürgen, kızılağaç, yabani fındık gibi ağaç türleriyle kardelen, yabani açelya, orman gülü, gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeği ile kaplıdır.
Karadeniz Yaylaları Sinop, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane, Bayburt İl sınırlarındadır.
Türkiye'de Yayla Kültürü
Türklerde yaylanın önemli bir yeri vardır. Yaylaya çıkmak farklı amaçlar için yapılmaktadır. Güney Doğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan ve bugün göçer durumda olan aşiretler hayvanlarını otlatmak için yaylalara göç ederek yaylaklar kiralamaktadırlar.
Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşanlar hem hayvanlarını otlatmak ve hayvanlarının kışın yiyecekleri otları toplamak için hem de yaz şartların göre daha serin ve uygun şartlarda yaşamak için yaylaya çıkmaktadırlar.
Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yaşayanlar sıcak havadan, sivri sinek ve benzeri haşerelerden kurtulmak, doğa ile baş başa olmak ve sağlıklı bir yaşam için yaylayı tercih etmektedirler. Bu insanların bulundukları yerden ayrılarak yaylalara gitmeleri ve orada konaklayarak tüm ihtiyaçlarını temin etmeleri bir turizm hareketi oluşturmaktadır. Ayrıca yayla etkinlikleri, yayla kültürü ve bozulmamış doğada yaşamak, diğer insanların da ilgisini çekmiş ve bu yaşama tarzına katılmalarını sağlamış, sonuç olarak da "yayla turizmi" şeklinde bir turizm çeşidini meydana çıkartmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.