Osteoporoz (Menopozda Kemik Erimesi)
Osteoporoz; metabolik bir kemik hastalığı olup kemiğin yapısı ve şekli bozulmadan yoğunluğunda azalma olması halidir. Osteoporozun bir çok nedeni bulunmaktadır. Örneğin; düşük kalsiyum alımı, uzun süre heparin kullanımı, tiroid veya paratiroid bezinin fazla çalışması, şeker hastalığı, alkol alımı gibi durumlar kemik erimesine neden olabilmektedir.
Osteoporoz;
Menopoza bağlı osteoporoz (Tip I)
Yaşlanmaya bağlı osteoporoz (Tip II)
şeklinde iki gruba ayrılmaktadır.
Menopoz ile görülen Tip I osteoporoz, hastaları adetten kesildikten sonraki ilk 15-20 yıl içerisinde etkilemektedir. Kadınlar menopozdan sonraki ilk 5 yıl içersinde tüm kemik yoğunluğunun %15′ ini kaybetmektedir. Azalan östrojen hormonunun etkisiyle kemik yapımını sağlayan hücrelerin çalışmaması sorumlu tutulmaktadır.
Yaşlılıkla görülen Tip II osteoporozda ise azalmış kalsiyum alımı ve emilimi
ile D vitamini eksikliği söz konusudur. 70 yaşın üzerindeki kadınların %25′inde, 80 yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık yarısında omurga kırıkları görülmektedir. Tüm kalça kırıklarının ise %90′ ı 70 yaşın üzerinde görülmektedir. İnsan ömrünün uzadığı göz önüne alındığında bu istatistiki bilgilerin önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Yaşam kalitesinin bozulması ve hastane masrafları gözönüne alındığında osteoporoz konusunun önemli bir halk sorunu olduğu ortaya çıkmaktadır. Kemik dokusunun temel minerali olan kalsiyumun yaşlanma ve menopozdaki östrojen eksikliği sonucu kalıcı olarak kaybedilmesidir. İlk 5-8 yılda kemik kaybı ortalama yılda % 4-8 iken daha sonra kısmen azalarak kadın her yıl kemik dokusunun yaklaşık % 1′ini kaybeder ve 75 yaşına geldiğinde ortalama olarak 35 yaşındaki kemik dokusunun % 30′unu kaybetmiş olur. Bunun bağlı olarak menopozla beraber hızla artan kemik erimesi sonucu sessiz omurga kırıklarıyla bel ağrıları, boyda kısalma ve kamburluk ortaya çıkar. Menopozdan sonra bir kadında boy 65 yaşına kadar ortalama 4 cm, 75 yaşına kadar 9 cm. kısalır. Omurga kemiklerindeki çökme kırıklarına bağlı olarak ortaya çıkan kamburluk ve göğüs kafesinin kemik yapısının bozulması sonucu hastada solunum sıkıntısı gelişebilir. Kadınlar menopozda çarpma düşme sonucu kalça,el bileği ve diğer kemik kırıklarına da daha kolay maruz kalabilirler. Bu kırıklardan en ciddi olanı kalça kırığıdır ve kalça kırığından sonra hastalardan %12-20'si 2 yıl içinde kaybedilmektedir. Kalça kırığı geçirmiş hastaların geriye kalanlarının bir kısmı sürekli bakıma ihtiyaç duymaktadırlar.
Kemik erimesine zemin hazırlayan risk faktörleri
-Çok çocuk doğurma
-Sigara,alkol kullanımı
-Beslenme bozuklukları (kalsiyumdan fakir diyet)
-Güneş banyosu alışkanlığının olmaması
-Spor yapma alışkanlığının olmaması
-Uzun süre yatağa bağlı kalmaya neden olan hastalıklar
-Bazı endokrin (hormonal ) bozukluklar (hiperparatiroidi, hipertiroidi (guatr),böbrek üstü bezinin aşırı çalışması veya steroid hormonlarının ilaç olarak uzun süreli alımı vb.)
-Bağ dokusu hastalıkları (Romatoid artrit, sarkoidoz), siroz, böbrek hastalıkları,erken menapoz
-Genetik faktörler (ailede osteoporoz varlığı)
Korunma Yolları
Doğal olarak hayat kalitesini etkileyen hatta insanları yatağa bağımlı bile kılan bu hastalıktan korunma yolları mevcuttur.Östrojen kalsiyum kaybını engelleyerek kemiklerin yapısını korur. 30 yaşından sonra kemiklerden kalsiyum kaybı başlar, kemikler incelir ve zayıflar. Osteoporoz denen bu süreç menopozdan sonra belirgin bir şekilde hızlanır. Menopozdan sonra erken dönemde kemik kaybı hızlıdır ve östrojen tedavisi ile kemik kitlesi korunabilir. Eğer menopozdan sonra östrojen tedavisine başlamak için bir veya iki yıl beklenirse kaybedilen kemik kitlesini yerine koymak mümkün olmaz. Bu nedenle kemik kaybı bu aşamaya gelmeden östrojen tedavisine başlanması gerekir. Süt ürünleri kalsiyumdan zengindir. Menopozda sadece kalsiyum alımı kemik kaybını engellemez, fakat kalsiyum östrojenle birlikte alınırsa kemik kaybı azalır. Düzenli egzersiz, kemik yoğunluğunun korunmasına yardımcı olur. Östrojen tamamlama tedavisinin özellikle menopozdan hemen sonra başlandığında kemik kaybını durdurduğu bilinmektedir. Östrojen aynı zamanda kalp hastalığı riskini ve menopoza bağlı diğer bulguları azaltır. Doktorunuz sizin için uygun olan östrojen dozunu ve kullanım şeklini belirler.
Östrojen kullanımını sınırlayan bazı durumlar vardır
· Meme kanseri
· Rahim kanseri
· Karaciğer hastalığı
· Safra kesesi hastalığı
· Kanın pıhtılaşma bozuklukları
· Nedeni bilinmeyen vajinal kanama
Bu durumlardan herhangi birisi mevcut ise menopoza bağlı bulguları tedavi etmek için doktorunuza alternatif metotları danışınız. Öncelikle menopoz dönemine girmiş hanımların düzenli egzersiz yapmaları, bol kalsiyum içeren gıda maddelerini tüketmeleri gerekmektedir. Eğer kullanılıyorsa muhakkak sigarayı bırakmak gerekmektedir.
Egzersiz
Her gün 30 dakikalık yürüme ve basit ağırlık kaldırma, kas güçlendiren hareketler ilaçlar kadar önemlidir.Yaz aylarında güneş ışığından (ultra-viole) faydalanmak için düzenli güneşlenme yararlıdır.Kırık oluşmuşsa uygun tedavi yapılır ve fizik tedavi ile rehabilitasyon sağlanır. Kırıklara bağlı ortaya çıkan kamburluk nedeniyle oluşan ağrı ve solunum sıkıntısı için fizik tedavi ve uygun atellerle hastaya yardımcı olunmaya çalışılır. Kırıkların oluşumunun önlenmesi için ev hastaya göre yeniden düzenlenmelidir. Merdiven kenarlarına, banyo ve tuvalete tutunacak kollar yapılır. Elektrik kesilmesi anında oluşabilecek çarpma ve düşmeleri önlemek için özel pilli veya jeneratörlü lambalar merdivenlere yerleştirilebilir.Yerlerdeki kaygan örtü malzemeleri (halı,kilim vb) sabit hale getirilebilir.
Östrojenin yan etkileri
Östrojene bağlı bulantı görülebilir. Östrojen uykudan önce alındığında veya cilde yapıştırılan tipleri kullanıldığında bu sorunla karşılaşılmaz. Östrojen kullanımı sırasında görülen diğer bir yakınma ise memelerde ki gerginliktir.Son yıllarda gelişen ilaç teknolojisiyle parelel olarak osteoporoz tedavisinde kullanılmaya başlanılan sentetik hormon algılayıcısı düzenleyici bir ajan olan raloxifen , özellikle yurtdışında osteoporozu önleme amacıyla çok kullanılmaktadır. Östrojene benzer olan bu yeni ilacın etki mekanizması kemik erimesini azaltarak kan -kalsiyum seviyesini yükseltmektedir. Raloxifen'in östrojene göre iki üstün yönü vardır. Birincisi rahim zarında kalınlaşma yapmayarak, ara kanamalarına neden olmaz ve rahim kanseri olma riskini artırmaz. İkincisi Raloxifen kullanan kadınlarda meme kanseri görülme riskini azaltır. Bunların dışında yapılan bazı çalışmalarda kandaki kötü huylu kolesterol seviyesini azaltarak, kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi gösterilmiştir. Tüm bu özelliklerden dolayı hormon replasman tedavisine uyum sağlayamayan veya uygulanması sakıncalı olan menopoz dönemindeki kadınlar için alternatif bir tedavi seçeneğidir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.