Evlilikler hayatı paylaşmak üzere kurulur, sorun yaşamak adına kurulamaz. Kimse dört dörtlük olmadığına göre evliliklerde de bu koşul aranmamalı.

Çiftlerin birbirleriyle her anlamda olmasa da uyumlu oldukları kısımlar çok önemli ve değerlendirmeler de bu kısımlar göz önüne alınmalı. Eğer çiftler birbirlerini sevmiş, hayatı aynı yönde algılıyor ve bakış açıları doğru orantılıysa, karakter uyumu da varsa kimsenin böyle bir evliliğe engel olmaya hakkı olamaz. Paylaşım ve yeniliklere açıksa evlenmelerinde ne sakınca görülebilir ki.

Elbette ileri yaşlar düşünülerek alınmalı evlenme kararı, evleniyoruz denildiğinde belki çiftler için önemsiz görünebilir yalnız fedakarlık gerektirdiği mutlaka düşünülmüş olmalı, ileride kaçınılmaz sonuçları problem olacaksa bir kez daha düşünülmeli. Bunun dışında evlilikleri için sakınca görülemez. Uygun yaşlardaki çiftlerin de evliliklerinde sabit fikir ne kadar yıpratıcı oluyorsa bu tür evlilikler için de yıpratıcı olması söz konusudur.

Evlilikler incelendiğinde; sanal ortamlarda tanışıp evlenen çiftlerin başlangıçta karakter uyumu görünür olsa da boşanma oranlarında değişiklik gözlemlenmemiştir. Sonuçta çiftler arasında uyum ön plana çıkıyor, yaş farkının çok da etken olmadığı anlaşılıyor.

Her iki taraf da birlikte yaşarken ilişkisinde esnek davranmayı öğrenmeli, kendi yönünde değiştirme çabası ve zıtlaşmalar zaten tüm ilişkileri çıkmaza sürükler ve yıpranan taraf kendini önemsiz hissettikçe sorunlar büyür iletişim kopar ve boşanmalara kadar gidebilir..

Boşanmalar da genel olarak kişilik karşıtlığı değil iletişimdeki kopukluk, iletişimi başaramamak olduğu görülür. Birbirlerine hoşgörüyle, sevgi ve saygı, iyimserlik ve hoşgörüyle yaklaştıklarında herhangi bir sebeple oluşabilecek sorunların çözümünde mutlaka doğru yol izlenerek ilişkiler düzeltilebilir.