Balıkları Bayıltmada Organik Bir Ürün: Karanfil

Yiyeceklerimizde kimyasal maddelerin olmasını istemiyor, gün geç tikçe organik olarak üretilmiş ürünlere olan talebimiz artıyor. Ancak yediğimiz domateste, biberde, salatalıkta, ette hemen hemen her türlü üründe zorunlu olarak kullandığımız kimyasallar olabiliyor. Bu kimyasallardan insan sağlığına zarar vermeyenleri tercih ediliyor şüphesiz. Ama yinede kimyasal maddenin adı bile ürkütmeye yetiyor bizleri. Bu endişeleri gidermek için organik ürünlerin kullanımı gündemden düşmüyor. Biber, salatalık, fındık derken organik balık ta yetiştiriliyor Türkiye `de. Balık üretimi tarımsal üretime benzemediğinden kendine özgü yetiştirme işlemleri bulunuyor. Su olmadan balık yetiştiriciliği yapılamıyor. Topraksız tarımı duymuşunuzdur ama susuz balıkçılığı hiç duymamışsınızdır. Balığın yetiştiği vazgeçilmez ortam su olduğu halde, üretim süreci bitmeden zorunlu olarak, kısa bir süre için de olsa, su dışına çıkardığımız olur.

Balık neden Bayıltılır?

Biz balık üretimiyle ilgilenenler, balıklarımızı bazı işlemler yapmak için suyun dışına almak zorundayız. Bunu yaparken balığımızın, yapılan işlemden sonra canlı kalmasını istiyorsak, onlara zarar vermemeliyiz. Doğal ortamının dışına çıkarılan balıklar çırpınır, sıkıca tutamazsak kaçar ve böylece bizim onun üzerinde yapacağımız işlemlere izin vermez. Bu nedenle balıktaki duyu alımı ve bilinç azaltılarak, refleks tepkileri yavaşlatılıp durdurulup, yapılacak müdahalenin kolaylaştırılması, yapılan işlemden canlının acı duymaması, metabolizma hızının yavaşlatılması için anestezi (bayıltma) uygulanır. Kısaca balıklarda hareketi azaltmak veya durdurarak, uygulanacak işlemleri daha kolay ve balığa zarar vermeden yapılması sağlanır.

Balıklar aşılanır!

Üretime aldığımız balıklar, tıpkı bağışıklık sistemi tam gelişmemiş ana sınıfı çocuklarının yoğun bulundukları ortamlarda sık sık hasta oldukları gibi, yoğun olarak yetiştirildikleri su ortamında hastalanabilirler. Balıkların hastalanarak ölmesini önlemek amacıyla balıklarımızı daha küçükken aşılarız. Yani koruyucu hekimlik yaparız. Balıkların aşılanırken sakin durması beklenemez elbette. Bu yüzden bayıltmamız onun sağlığı ve bizimde kaliteli, sağlıklı balıklar elde etmemiz için kaçınılmazdır.

Balıklar yumurtlatma öncesi bayıltılır!

Kültürü yapılan balıkların insan kontrolünde yumurtlaması için bazı doğal yada sentetik preparatlara ihtiyaç duyarız. Örneğin bir sazan balığının yumurtasını sağabilmek ve bundan yeni yavruları üretmek için yine bir başka sazandan elde ettiğimiz hipofizi, yumurta elde edeceğimiz sazana enjekte etmemiz gerekir. Böylece yumurtaları elle sağabiliriz. Işte bu balıkların da mutlaka bayıltılması gerekir ki enjeksiyon işlemi sağlıklı olarak yapılabilsin.

Daha sonra da sağım veya hava basıncı uygulayarak, yumurta ve spermasını alacağımız anaç balıkların, zarar görmemesi, pullarının dökülmemesi, kanama ve ezilmelerin hatta ölümlerin olmaması, anestezi ile oluşan kas gevşemesiyle yumurta alımını kolaylaştırmak için tekrar bayıltılması gerekir.

Balıkları markalamadan önce bayıltırız!

Doğada ve kontrollü şartlarda insan eli altında tutulan balıkların büyüme, üreme, göç, ölüm gibi özelliklerini belirlemek ve miktarlarını tahmin etmek için markalamak gerekir. Balıkları markalamak için çok çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Uygulanan markalama metotlarının çoğunda, markanın takılmasını kolaylaştırdığı, balıkta stresi önlediği, önemli yaralanma ve ölümleri engellediği için bayıltılma tercih edilir.

Balıklarımızı ölçüm, tartım, fotoğraf çekimi yaparken ve boylamadan önce bayıltırız!

Balıkların gelişimlerini takip etmek için canlı olarak tartılması ve boylarının ölçülmesi gerekir. Doğru bir ölçüm yapabilmek için,su dışında hoplayan zıplayan balık pek istemeyiz. Ayrıca yetiştirilen balıkların hepsi aynı büyüklükte olmaz, aynı büyüklükteki balıkları bir araya getirmek ve daha hızlı gelişmesini sağlamak için balıkları boylamak gerekir. Bunu yaparken balıklara zarar vermemek için bayıltılması iyi olur. Akvaryum içinde fotoğraf makinesine poz veren balık görülmüştür ama, su dışında sanırım buna pek rastlanamaz. Canlı balıkların su dışındaki fotoğrafları için de anestezi uygulanır.

Canlı balıkların taşınmasında anestezi kullanılabilir!

Bir çiftlikten ötekine, yavru balık, porsiyonluk hatta anaç nakli çok sık yapılmaktadır. Balıkların strese girmemeleri, yaralanmamaları ve yapılacak işlemlerin kısa sürede bitmesi için anesteziye başvurulur. Anestezikler taşıma tankı içindeki balıkların, metabolik hızını yavaşlatır, hareketi azaltır, oksijen tüketimini, solunum ve boşaltım atıklarının azalmasını sağlar. Böylece balıkların daha konforlu bir seyahat yapmaları sağlanmış olur. Taşıma öncesi kullanılacak az bir anestezikle birim hacimde 2-3 kat daha fazla balık, daha uzun süreli ve güvenle taşınabilir.

Balıkların öldürülmesinde(ötenazi) de anestezi kullanılır!

Balıkların bilimsel ya da pratik amaçlar için organlarına zarar vermeden ve işkence etmeden öldürülmesinde bayıltmaya başvurulur. Bazı ülkelerde balıklara insancıl muamele edilmesi ve ötenazi yapılması kural haline getirilmiştir. Bu amaçla MS-222, Benzokain gibi maddeler kullanılmaktadır. Ayrıca pazara sevk edilecek, işlemeye alınacak balıkların kesimden önce sakinleştirilmesinde bayıltıcı maddeler kullanılmaya başlanmıştır. Kullanılacak bu maddelerin kalıntı oluşturmaması son derece önemli bir konudur. Bu yüzden hiçbir kalıntı oluşturmayan buzlu su + C02 karışımı sık kullanılmaktadır.

Yukarıdaki amaçların yanı sıra, hastalık teşhisinde, kan alımında, Deneysel cerrahide ve tedavide anestezi uygulanır.

Çok değerli balıkların hastalıklarının teşhisinde ,balıkların öldürülmeden ve hırpalanmadan kan alımında, balık biyolojisinde ve deneysel cerrahide de anestezi kullanılmaktadır.

Balıklarda anestezik kullanımı

Balıklarda birçok kimyasal madde anestezi amacıyla kullanılmasına rağmen,1986 yılında yalnızca MS-222 (trikain) preparatı Birleşik Devletler Gıda ve Ilaç Idaresi(FDA) tarafından besin olarak tüketilen balıklarda kullanılmak üzere tescil edilmiştir. Balık, MS-222 ye maruz kaldıktan 24 saat sonra etteki kalıntı, tayin sınırının altına düşmektedir. Bu da bir anestezikte istenen özelliktir. Kullanılan kimyasalın ette birikim yaparak insan sağlığına zarar vermemesi istenir. 24 saat gibi kısa bir sürede balık etinde kalıntı bulunamamasına rağmen FDA besin olarak kullanılan veya su kaynaklarına bırakılacak balıklar için, 21 günlük yasal bekleme süresi koymuştur. MS-222 tescilli bir ürün olmasına rağmen pahalı bir kimyasaldır ve balıklarda birçok fizyolojik sorunlar ortaya çıkarabilmektedir. Karbondioksit (CO2) ve Sodyum bikarbonat (NaHCO3) balık anestezisi için tescil edilmemekle beraber güvenli madde kabul edildiğinden, bekleme süresi olmaksızın besin olarak tüketilen balıklarda kullanımları uygun görülmüştür. Ancak bazı araştırmalar, CO2'in kısmen etkili olduğunu, strese yol açtığını, balıkların tekrar maruz kaldıklarında öldürücü etki meydana getirdiğini ileri sürmektedir.

Uygun bir anestezikte bulunması gereken 8 kriter vardır!

Anesteziye ulaşmak için gerekli süre (indüksiyon zamanı) kısa olmalıdır ( 3 dk.).

Kendine gelme (uyanma) süresi 5 dakikadan daha kısa olmalıdır.

Balık için zehirli olmamalı, geniş bir güven aralığına sahip olmalıdır.

Balığın fizyoloji ve davranışı üzerinde kalıcı bir etki bırakmamalıdır.

Balık dokusunda kalıntı(rezidü) bırakmaksızın hızla boşaltılabilir olmalıdır.

Alışma, alışkanlık kazanma etkisine sahip olmamalıdır.

Uygulayıcılara bir zararı, tehlikesi olmamalı, kolay hazırlanıp uygulanabilmelidir.

Düşük maliyetli olmalıdır.

Ayrıca anesteszik maddenin seçiminde, balığın insan gıdasında kullanılıp kullanılmayacağı son derece önemlidir. Işte bu noktada organik bir ürün olan karanfil ve yağı önem arz etmeye başlamıştır.

Balıkları bayıltmak için Karanfil Yağı (Eugenol) kullanımı

Eugenol, karanfil yağı olarak bilinir, karanfil (Eugenia aromatica) ağacının kurutulmuş tomurcuk,yaprak ve dallarından elde edilen bir üründür.Tatlı su ve deniz balıklarında 25-100 mg/l. konsantrasyonlarda etkilidir. Karanfil yağı tıpta ve diş hekimliğinde kullanımı tescil edilmiş lokal bir anestezik konumundadır. Balıkların karanfil yağına maruz bırakıldıktan sonra taze suda çabuk uyanması, zehirliyici etkisinin düşük olması, ucuz bir anestezik olması, uygun bir anestezikte bulunması gereken 8 kriterden hemen hemen hepsini taşımasından dolayı ilgi duyulan bir balık anesteziği konumuna getirmiştir. Işte biz de, Izmir`in Kemalpaşa ilçesinde bulunan Nif alabalık çiftliğinde, ortalama ağırlığı 0,13 gram olan 20 adet dere alabalığı (Salmo trutta fario) yavrusu ve 250 g ağırlığında 20 adet gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) üzerinde karanfil yağının etkilerini görmek için ön bir çalışma yaptık.

Dere alabalığı yavruları için anestezik kaplarına asetonda seyreltilmiş karanfil yağı sırasıyla 50 mg/lt, 100 mg/lt, 200 mg/lt dozlarında ilave edilmiştir.Denge kaybına (anestezi) ulaşmaları, sırasıyla 9 dk, 3 dk, ve 2 dk`da gerçekleşmiştir.Tekrar ayıltmak için temiz suya koyduğumuzda, iyileşmeleri için geçen süre ise sırasıyla 1 dk, 4 dk ve 4 dk olmuştur.

Gökkuşağı alabalıkları içinse, akvaryumlarda bulunan 10`ar lt su içerisine, yine aynı dozlarda karanfil yağı ilave edilmiştir. Denge kaybı (anestezi) 50 mg/lt`de gerçekleşmemiştir.100 mg/lt`de denge kaybı 5 dk, 200 mg/lt`de ise 2,5 dk.`da olmuştur. Ayıltmak için temiz suya koyduğumuzda, 100 mg/lt için 2 dakikada ve 200 mg/lt için 1,5 dakikada uyanma olmuştur.Bu denemelerden de anlaşıldığı gibi, 100 mg/l Konsantrasyonun her iki balık için uygun olduğu görülmüştür. Ancak piyasadaki aktarlardan temin edilmiş karanfil yağının aktif madde içeriği bilinmediğinden, her denemede farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Karanfil yağı ile ilgili çalışmalar halen devam etmekte olup, diğer kimyasallara göre bir çok üstünlüğü ortaya koyulmuştur.

Bu çalışma ile, karanfil yağının bayıltma için gerekli sürenin ve kendine gelme (uyanma) süresinin kısa olduğu görülmüş, çalışanlar üzerinde de güvenle kullanma fikri oluşmuştur. Ağzımıza istenmeyen kokuları gidermek için sık sık aldığımız karanfilin, balıkları bayıltmada kullanılması diğer kimyasallara göre size de daha güven verici gelmiyor mu ?

Kaynaklar

1. Çetinkaya O., Şahin A. (2005), Balıklarda Anestezi Uygulamaları ve Başlıca Anestezikler, sayfa.237-273; Balık Biyolojisinde Araştırma Yöntemleri Editör:Karataş,M., Nobel yayın no:772.

2. Yüreklitürk O. (1989), Yavru Balık Naklinde Anestezik maddelerden Kloralhidrat`ın Kullanılması. Su ürünleri Dergisi,6.22-30.

3. Taylor PW., Roberts SD. (1999), Clove oil: An alternative Anaesthetic for Aquaculture,North Am.J. Aquaculture 61:150-155.

Ekoloji Magazin

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu