Ergenliğe erken geçiş, diyabet, allerji ve hatta tiroid kanseri, çocuklarda giderek artan sıklıkta görülüyor. Bunun en büyük nedeni doğal gıdalar yerine, hazır, katkı maddeleri içeren gıdaların tüketiminin artması ve hava kirliliği.

Hormonlu gıdalar, erken ergenliğe neden oluyor

Sekiz yaşındaki kızınızın adet görmesini, onun diyabet gibi kronik hastalıklarla erken yaşta tanışmasını istemiyorsanız hekimlerin söylediklerine kulak vermeniz gerekiyor.

Acıbadem Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi, Büyüme ve Ergenlik Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz diyor ki, "Vücudumuzda değişik özelliklerde hormonlar salgılayan bezler var. Vücudumuzun gizli patronu olarak nitelendirebileceğimiz bu bezler hayatımızı sürdürmek için sürekli çalışıyorlar. Boyumuz, kilomuz gibi dış görünüşümüzde, psikolojimizde, organlarımızın çalışmasında bu bezlerin etkileri büyük. Hamilelerde, bebeklerde ve ergenlerde, bu hormonlar çok daha fazla önem taşıyor. Sağlıklı bir insanda, doğumdan itibaren gerekli bütün hormonlar, gerektiği miktarlarda salgılanarak, vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlıyor. Ancak, normal bir şekilde çalışan bu mekanizmaya, beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere dışarıdan, farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında sistem bozulabiliyor. Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler kısacası modern yaşam koşulları bu sistemi bozan en önemli etkenler.

Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, hazır gıdaların yan etkilerini gösteren yurtdışındaki araştırmalardan çarpıcı sonuçlar veriyor: "Belçika'da yapılan bir araştırma, tarımda kullanılan bazı ilaçların östrojenik etkiyi arttırarak kız çocuklarda erken adet, erkek çocuklarda meme büyümesi yaptığını ortaya koyuyor. Danimarka ise erkek inferfilitesinin artışını bu ilaçlara bağlıyor. Kuzey ülkelerinde yapılan bir çalışma – ki bu bölgede özellikle dondurulmuş balık tüketimi çok fazla – tip 1 diyabetin görülme sıklığının yüz binde 45'den 60'a çıktığını gösteriyor."

Bu veriler insanı gerçekten ürkütüyor. Elbette her hazır gıda, katkı maddeli yiyecek, hormonlu meyve ve sebzeler hastalık ve erken adet riskini arttırmıyor. Kontrolsüz birtakım uygulamalar bu tehlikeye davetiye çıkarıyor. Bu risk herkes için var. Çocukluk çağında kandaki östrojenik etki yapan maddenin seviyesi düşük olduğu için dışarıdan alınan yanlış gıdalar çok daha büyük etki yapıyor.

Peki Önlem Almak İçin Ne Yapmak Gerekiyor?Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Öncelikle üretim döneminde denetim mekanizmasının çok iyi işlemesi gerekiyor. Bir de ailelerin aynı gıdadan çok fazla miktarda çocuklarına vermemelerinde yarar var. Yani kilolarca çilek yememek, her gıdadan az az almak gerekiyor. Bir de katkı maddeli gıdaların yol açtığı hastalıkları iyi tanıyıp gereken durumlarda doktora erken başvurulması son derece önemli.”
Hazır Ve Katkı Maddeli Gıdaların Yol Açabileceği Tehlikeler Neler?

Erken Ergenlik GörülüyorErgenlik belirtilerinin görülmesinde kızlar ve erkekler arasında farklar var. Sadece belirtiler açısından değil zamanlama olarak da kız ve erkek çocuklar arasında belirgin ayrılıklar bulunuyor. Kızlar ergenlik dönemine erkeklerden yaklaşık iki yıl önce giriyorlar. Kızların 10 yaşından, erkeklerin 12 yaşından itibaren ergenliğe adım attığı kabul ediliyor. Kızlarda meme büyümesi, erkeklerde cinsel organların büyümeye başlaması ile ergenlik başlıyor. Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, “Ergenlik 10 – 18 yaş aralığı kabul edilir. Buna karşın ender olarak kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşından önce ergenlik belirtilerin ortaya çıkması, bir hastalık belirtisi olarak görülmeli ve tedavi edilmesi gerekir.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Hormonlu gıdalar, erken ergenliğinin sebeplerinden sadece biri. Adet döneminden sonra kızlar ancak 5 – 6 cm boy atabildikleri için ciddi bir boy kısalığı sorunu ile karşı karşıya kalabilir. Bu açıdan erken ergenlik belirtilerinin varlığında geç kalınmadan bir uzmana başvurmak gerekir.

Allerji riski yüksekKadınlar arasında sigara içme alışkanlığının artması, annelerin hamilelikte ve emzirme döneminde sigara içmiş olmaları, kapalı ortamlarda sigara dumanına maruz kalmaları dış ortamda arabaların çoğalması ile egzos dumanının, sanayi bölgelerindeki atıkların neden olduğu dumanın dış ortamdaki hava kirliliğinin artması sonucu solunan kirli havada var olan karbon monoksit, nitrojen dioksit, ozon, sülfür dioksit gibi irritan gazların solunması solunum yollarını duyarlandırarak astım gibi allerjik hastalıkların görülme sıklığını artıyor Ancak alerjik hastalıkların da tek artış nedeni bu değil. Endüstrileşme ile birlikte diyet alışkanlıklarını değişmesi, doğal gıdalar yerine hazır, katkı maddeleri içeren alerjen düzeyi yüksek gıdaların tüketiminin artması besin alerjilerine neden oluyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Alerji Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülden Paşaoğlu Karakı, alerji riskinin önlenmesi için alınması gereken öncelikli önlemleri şöyle sıralıyor:

"Allerjik hastalık gelişme riski olan yani ailede alerjik hastalık öyküsü olan bebeklerin allerjenlerle temasının önlenmesi, annenin gebelikte ve emzirme döneminde sigara içmesinin engellenmesi ve allerjik gıdaları mümkün olduğunca az tüketmesi, en az 6 ay anne sütü ile beslenmesi ve bebeğe allerjik besinlerin örneğin inek sütünün 1 yaşından önce, katı gıdaların 6 aydan önce verilmemesi sayılabilir."

Diyabet riski artıyorÇocuklarda diyabet uzun süreli hastalıklar arasında birinci sırada. Üstelik çocukluk çağı diyabetinin son 30 yıldan beri tüm dünyada görülme sıklığı giderek artıyor.

Genetik yatkınlığı olan çocuklarda çevresel faktörlerin etkisi sonucunda pankreasın insülin üreten hücrelerinde zarar olması ve vücudun insülin üretemez hale gelmesiyle diyabet ortaya çıkıyor. Çevresel etkenler arasında yanlış beslenme, şişmanlık, geçirilmiş gribal enfeksiyonlar, hareketsizlik, ve stresi saymak mümkün. Sık idrar yapma, çok su içme ve ani kilo kaybı gibi belirtilerde uzmana başvurmakta yarar var.

Soluduğumuz hava tehlike saçıyorSon yüzyılın önemli sorunlarından biri de hava kirliliğinin yaratmış olduğu sağlık problemleri. Çocuklar hava kirliliğinin olumsuz etkilerine erişkinlere göre çok daha açık. Çocukların akciğerleri gelişim süresinde olduğundan, bu dönemde havadaki toksik maddeler onları daha olumsuz etkiliyor. Arabaların çoğalması ile egzos dumanının ve sanayi bölgelerindeki atıkların neden olduğu dumanın dış ortamdaki hava kirliliğinin artması sonucu solunan kirli havada var olan karbon monoksit, nitrojen dioksit, ozon, sülfür dioksit gibi irritan gazların solunması solunum yollarını duyarlandırarak astım gibi allerjik hastalıkların görülme sıklığını arttırıyor.

Allerji riskini arttıran sadece kirli hava da değil. Şehirde yaşayan daha hijyenik ortamlarda büyüyen çocukların mikroplarla daha az karşılaşması sonucu savunma sisteminin dengesi bozularak allerjik hastalıkların gelişimi kolaylaşıyor. 1990'lı yılların başlarından itibaren ev içi ortamın hızla değişmesi, evlerin birçoğunun halı ile kaplanması sonucu ev tozu akarlarının artması da allerji gelişimini destekliyor.

Çernobilin etkileri halen görülüyorÇernobil faciasının etkileri de günümüzde çocukları tehdit etmeye devam ediyor. Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, Çernobil sonrası Beyaz Rusya ve Ukrayna'da çocuklarda tiroid kanserinde artış görüldüğüne değinerek şöyle diyor: "Bu ülkelerde tiroid kanseri görülme oranı 6 – 7 kat artmış. Facianın yaşandığı Çernobil'e yakın yer olan Gomel bölgesinde ise 10 misli fazla görüldüğünü araştırmalar ortaya koyuyor. Görülüyor ki Çernobil faciasının sonuçları, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bile etkisini sürdürüyor. Kanser vakalarındaki çarpıcı artış uzak ya da yakın radyoaktif bulutların rüzgar ile ulaştığı her bölgede hala olayın izlerine rastlanabiliyor. Bu sonuçlardan yola çıkarak sadece gıdaların değil havanın da önemi ortaya çıkıyor. Bu hastalıkların görülme oranını azaltmak için de temiz çevre şart."

Mynet

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu