Endüstrileşmiş toplumlarda insanlar daha uzun yaşamakta ve 80 - 90'lı yaşlara kadar aktif kalabilmektedirler. Daha az hareket eden, taşıtlara mahkum olan, ayak üstü yeme alışkanlıkları olan toplumlarda en fazla yükü omurga üstlenmektedir. Kalça ve diz kireçlenmeleri tedavi edilip "insanın köşesine çekilmesi" önlenebilmektedir. Kol ve bacak eklemlerinin tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilmesine rağmen omurganın kötü kullanılması sonucunda ortaya çıkan omurga yaşlanmasında aynı yüz güldürücü neticeler sağlanamayabilir.
Omurga yaşlanmasında görülen değişiklikler Omurga yaşlanma belirtileri 30'lu yaşların başında ortaya çıkmaktadır. Omurga yaşlanırken omurgayı meydana getiren kemik yapısındaki düzensiz kireçlenmeye bağlı olarak omurilik ve sinir sıkışması meydana gelebilir. Omurlar arasındaki disklerin kimyasal yapılarındaki değişiklikten ötürü elastikiyetleri azalır, omurlar birbirlerine yaklaşarak aralarında kireçlenmeye bağlı köprüler oluşur. Omurlar arasındaki kıkırdaklar, kendilerini tutmakla görevli bağları iterek veya yırtarak arkasında duran omuriliği ya da omurilikten çıkan sinir köklerini sıkıştırırlar. Bu şekilde oluşan bel ve boyun fıtıkları en çok 30-50 yaşları arasında görülür.
Omurga yaşlanmasında alınacak önlemler Amaç, kişinin normal beden fonksiyonlarına ve ağrısız yaşama döndürülmesidir. Durumu her yönüyle ortaya koymak için, çeşitli tıbbi yöntemlerin en ekonomik ve zahmetsizinden başlamak gerekmektedir. Bunlar arasında röntgen filmleri, laboratuvar tahlilleri, kemik ölçümü, bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans görüntüleme ve EMG sayılabilir.

Kategoriler:
Etiketler:
Önceki
Önceki Konu:
Kızlık Zarı
Sonraki
Sonraki Konu:
Vajina Tümörleri

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu